GAZZE İMAN KALBURU ve SİYONİST ZULÜM RÜZGARI
Çiftçi hasatın sonuna doğru kalan ürünleri rüzgarda bir kalburdan geçirir ve sağlam üründen çer çöpü ayrıştırır.
Bugünlerde yaşadığımız hadiseler tam da böyle bir ayrıma yöneltti Dünyayı…
Siyonist, bir zulüm rüzgarı çıkardı, Gazze’de yanan bir ateş ile de tüm insanlık bir kalbura konuldu. Rüzgara karşı tutulan kalbur ve zulme karşı sesiz duruşuyla savrulan insanlık….
Siyonistin zulüm rüzgarı çer çöp müslüımanları (sözde inananları) ve tüm insanlık vicdanını Gazze kalburundan tek tek geçiriyor ancak gerçek iman sahibi Müslümanlar kalburun üzerinde kalıyor. Tıpkı hasat zamanı kaliteli ürünün kalburun üzerinde kaldığı gibi.
Peki kim bu Çer Çöp Müslümanlar ?
Dünyalık sevgisi ile adeta kalpleri çer çöp ile dolmuş, içlerinde onları kalburun üzerinde tutacak kadar bir iman kütlesi kalmamış, vicdan, merhamet ve duyarlılık gibi insani melekeleri uyuşturulmuş, haz ve konfor düşkünü insanlar; İman ettim deyip, neye iman ettiklerini unutan, müslümana rahat yoktur denilen bu fani dünyada konfor alanından, sıcak yatagından kalkıp uyanamayan, iştahı kaçmasın diye sofrasında karşılaştığı haberden rahatsız olup kanalı değiştiren, sosyal medya müslümanları bunlar.
Esasen bu bahsettiğim kalbur örneğini Rabbimiz bize Yüce Kitabımız Kuranı Kerimde haber veriyor.
Ankebut suresi 2. ve 3. ayetler bu durumu söyle işaret ediyor;
﴾2﴿ İnsanlar, denenip sınavdan geçirilmeden, “İman ettik” demekle bırakılacaklarını mı sanıyorlar?
﴾3﴿ Andolsun ki biz, onlardan öncekileri de sınamıştık. Allah, elbette doğru olanları ortaya çıkaracaktır; kezâ O, yalancıları da mutlaka ortaya çıkaracaktır.
Bu ayetler ışığında şimdi hepimiz Gazze kalburundaki çapımıza bakalım, nerede ve nasıl duruyoruz ve vicdanlarımızla bir hesaplaşalım bakalım kârda mı yoksa ziyanda mıyız?
Hal böyleyken peki ya bizim duruşumuz ve durumumuz ne olacak ?
Gençlik yıllarımızın bilindik ezgilerinden birindeki şu sözler “Ben kalksam ve dirilsem imanımla yücelsem” kullaklarımda çınlıyor.
Gazze de yaşanan bu katliam ve haksızlık karşısında harekete geçeceğimiz ayağa kalkıp imanımızla yüceleğimiz zaman tam da bu zaman işte. Eğer şimdi değilse ne zaman?
Günümüz insanı bu kadar kötüsüne hiç şahit olmadı bu yüzden sessiz ve eylemsiz kalmamız için hiç bir haklı gerekçemiz bulunmamaktadır.
Her şey canlı canlı insanlığın gözü önünde yaşanırken, sessiz ve eylemsiz kalanlar; Yine yüce kitabımız Kuran-ı Kerimde bize bildirilen “Onlar sağır, kör ve dilsizdirler” ayetinin tarif ettiği kimselerin tarafını tercih etmiş olacaklardır.
Gün Hz. İbrahim’e hazırlanan ateşi söndürmek için su taşıyan karınca misali; safımızı belirleme ve en azından o karıncanın haysiyet kütlesi kadar bir imana sahip olduğumuzu gösterme günüdür.
Eğer biz Gazze’de canı yanan mazlumların arşı alaya yükselen feryatlarına karşılık vermeyip, Rabbimizin yardımıyla bu zulme engel olamaz isek ve ilahi yardım göklerden gelecek olur ise işte o zaman;
önümüzdeki yıllarda Gazze’deki insanların yaşadığı gibi açlık, susuzluk, korkudan ve hastalıktan titreme, enkazlar altında ölümü bekleme, karanlığa gömülme gibi hadiseler Dünya‘da vuku bulduğunda bu tüm insanlık için bir tesadüf olmayacak ve neden sorularının cevabı Gazze olacaktır.
Son söz olarak Gazze için umudumu Abdurrahim Karakoç’un Aydınlık şiirindeki şu dizeleri ile yeşertmek istiyorum.
Vurulup ömrünün ilkbaharında
Kanından çiçekler açar yarında
Cümle şehitlerin omuzlarında
Bir sabah gelecek kardan aydınlık.
Beytü’l Makdisi Savunan Kahraman Filistin halkına ithaf olunur.
Yasin AKILLI
3 Yorumlar
Mustafa
Harika bir emek olmuş 💫
Hasan
Yüreğinize ve kaleminize sağlık ne kadar güzel bir yazı olmuş.
Mehmet
Gazze konusunda farkındalık oluşturması ve yaşanan katliamı sıradanlaştırma çabasının önüne geçmek için yazılmış güzei bir yazı olmuş, emeğinize sağlık.